1. Siyasi geçmişi açısından solcu değildir.
a. Bir ulus devlet kurucusu partinin solcu olması iddia edilemez. Ancak padişahlık karşısında seçim sistemi ile yönetim belirleme yani seçime dayalı bir sisteme geçişi sağlama birçok konuda Batı uygarlığını kopyalayarak tepeden halka giydirmeye çalışmak elbette ki padişahlık sistemine göre ilericiliktir. Ama solculuk değildir. Ne yazık ki bu değerlerin de arkasında duramamıştır.
b. Devlet eliyle kapitalizmi kurumlaştıran, sermayedar oluşturan bir parti solcu olamaz.
c. Parti içi demokrasi açısından solcu değildir. 1923 – 2010 Seksen yedi yıllık tarihini sadece dört genel başkanla sürdürmesi bu şıkta ki iddialardan sadece biridir. Çok örnek verilebilir.
2. Sol değerlere sahip çıkmadığı için; Solun sol olmasının en temel iki ölçütünden biri emekten yana olmak, ikincisi bütün etnik inanç gruplarına eşit mesafede durabilmektir. Ancak ne yazık ki CHP böyle bir duruş sergilemiyor. Tekçi bir zihniyetin en şiddetli savunucularındandır. Bu bakımdan sol değerlere zararlı bir partidir. Emeğe sırtını dönmüştür. Emek mücadelesini ve farklılıkları görmezlikten gelen bir partidir. Farklı olma hakkına saygı göstermiyor. Olmayan laikliği varmış gibi göstererek laikliği yasakçılıkla savunuyor. Alevi sorununu görmezlikten geliyor. Kürtleri ve diğer azınlıkları görmezlikten gelen hatta Kürtleri ezerek yok ederek bu sorunu çözmeyi görev olarak savunuyor. Milliyetçiliğin en baş savunucularından biri haline gelen bir parti konumundadır. Zaman, zaman sosyal demokrat görüntüsü veren ancak sosyal demokrat partilerin üye olduğu Sosyalist Enternasyonal tarafından sosyal demokratlığı sorgulanan bir partidir.
3. Programı ve pratiği açısından; Yüzde onluk seçim barajını, On İki Eylül Anayasasını ve bu günkü siyasi partiler yasasını savunuyor. Bu yasalar karşısındaki tutum solculuğun temel ölçütlerindendir. Sözünü emekten barıştan demokrasiden yana değil derin devletin hassasiyetleri üzerinden kuruyor. Vitrinini dış işleri bürokrasisi sarı sendikacı din adamları dünya bankası temsilcilerinden oluşturuyor. Sırtını ve siyasetini milyonlarca yoksulun işsizin ve mağdurun sözcülüğünü yapacak politikalara değil de Şeyh Edibalilere dayıyor. Kara çarşaflı siyasetlerden medet umuyor. Yıllarca F tipi örgütlenmeler üzerinden siyaset yapıp sıkıştığı zaman sosyal demokrasi ilkelerine yüzde yüz ters olan bir siyasi gücün himmetine sığınabiliyor. Diyanetin devlet içindeki konumunu, gerçek laikliğin ne olduğunu sorgulamıyor. Olmayan laikliği vatanı koruma derekesinde savunuyor. Tek din ve tek mezhep haricinde tüm inançlara tüm dinlere sırtını dönüyor. Onları görmezlikten geliyor. Hükümet olduğu yıllarda vuku bulan Çorum Maraş katliamları ve Madımak yangının sorumlularını sorgulatmak için ekin bir çaba göstermiyor. Mağdurları koruyamadığı gibi suçlularının hesabını sormayan bir parti konumuna düşüyor. İktidarda iken bu faili belli acı olayların sorumlularına hesap soramıyor.
Gerçek Sosyal Demokrat bir parti Ergenekon örgütlenmesinin avukatlığına soyunmaz. Savcılığını yapanla aynı teraziye çıkmaz. Madımak olayında tavrını netleştirir. Müze açılımını kurumsal olarak sahiplenir. Binlerce faili meçhulü görmezlikten gelmez. Dışındaki sol seçeneklerden ısrarla kaçmaz. Adalet eşitlik ve özgürlükler açısından savunulacak seçenekler sunar. Sadece “ Beni destekleyin.” Demekle solculuk olmaz. Toplumu kırk katır mı kırk satır mı? Siyasetlerine mahkûm etmek solculuk değildir. bu nedenle CHP’Yİ sol olarak göstermeye çalışanlar, desteklenmeye değer bulanlar solun önündeki önemli engel grubudur. Toplum artık neyin sol olup olmadığını öğrenmelidir. Toplumumuzu bu siyasi bataklıktan kurtaracak gerçek anlamda bir sol parti siyasi hayatımıza mutlaka girmelidir. Solun bu günkü etkisiz eleman özelliği taşımasının nedenlerinden biride CHP ve onun değirmenine su taşıyan solculardır. Onun tarihi misyonuna saygı gösterilmeli ama bu günün ihtiyaçlarına ve sol değerlere sırtını dönen bu partiye sol niyetine oy verilmemelidir. 13.05.10
Necat BAYRAKTAR
Diğer Yazıları İçin Burayı Tıklayınız.