Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2-
11/01/2017 İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdik ama ben kazanamadım.Onlar Kars-susuz da okurken ben ortaokul ve nihayetinde de Trabzon öğretmen okulunda okumaya devam ettim. Öğrencilik yıllarında amansız bir kemik hastalığına yakalandı.Ailesinin çok büyük destekleri ile nihayet tedavi oldu.Ama hastalığının kalıcı izlerini hep taşıdı.Çok zayıf düşmüştü. Sabahları ot mereğinin önünde karapana hazırladıkları minderin üzerinde oturuyor,çok fazla hareket edemiyordu.İşim olmadığı zamanlarda hep beraberdik.Nihayet iyi oldu.Okuluna devam edip öğretmenliğe başladı.Çok iyi bir hanımla evlenerek çile çocuğa karıştı. Hep iyiden yanaydı.Barışçıydı.Kendisiyle dalga geçebilecek kadar cesurdu.Hep takdir etmişimdir.Köy yerinde cehalet diz boyudur.Koyun bostana n tavuk bahçeyi eşeler,en ufak şeyde ağız dalaşı ve acıtacak yer gıdıklanır. Zeki çok genç (çocuk denecek yaşta)hastalığından dolayı bir bacağı kısa kaldı.Bunun gıdıklanacağı için kimseye bu fırsatı vermedi.Kendine hep zor geldiğini biliyordum.Hep topal bacağı ile alay etti. Şakalarını kendine ,bacağına yönlendirdi.Başkalarının kullanmasına izin vermedi. Bir dönem adı CİMİ'ye çıkmıştı.Hep Cimi diye çağırıyorduk.Hikayesi şöyleydi. **Amerika'da bir kahveye giren kovboy gürler --cimi kim?Arkadan cılız bir ses ''Benim ne olacak'' demesiyle kovboy adamı evire çevire iyi bir döver.Kızgınlıkla çıkıp gitmesiyle de yüzü kan revan kıkır kıkır gülmeye başlar.Niye güldüğü sorulunca da ''Kandırdım enayıyı CİMİ ben değildim.......... Öğretmenlik yaparken hep uzaklarda çalıştık.Ancak yaz tatillerinde hap beraber olduk.Bir seferinde cuma günü akşamı bütün babalar,yukarı yaylaya gitmişlerdi.Yakup amcamlarda toplandık.Bir şişe rakı ve bir şişe şarabımız vardı. Lor ve yeşil soğandan oluşan mezemizle sabaha kadar sohbet ettik.Türkiye'nin meselelerini tartıştık.Güneş doğarken millet sabahladığımızı görmesin diye Zeki'nin önerisiyle dağıldık. Kadın erkek eşitliğini tartışıyorduk.Tabii eşittir diyorduk.Hemfikirdik hepimiz.Bana şeytanın avukatlığını yapmak düşmüştü.Hepimiz yeni evliydik. Soru 1-Bir fabrika düşünelim. Hep çok güzel ve genç kızlar çalışıyor. Orada iş bulsak çalışır mıyız.?El -cevap : Evet memnuniyetle hepimiz çalışırız. Soru 2::Yine bir fabrika ama bütün çalışanları yakışıklı erkekler. Eşlerimize o iş yerinde çalışmalarına izin verir miyiz.? El-Cevap Necat,Zeki,Yüksel,Selahattin Usta Bay orhan ,Ben hiç birimiz izin vermiyorduk.Kendimize izin almamıza bile gerek yokken eşlerimize izin veremiyorduk.Hemde kadın erkek eşitliğini savunuyorduk.Orhan Aksoy en doğru yorumu getiriyordu. ''Köylü olduğumuzdan feodal kültüre sahibiz.Teorik doğru düşünsekte pratikte eşlerimizin sahibi düşüncesini aşamamışız. Burjuva yad a sosyal çevrede ve köydeki feodal üretim biçimi değişirse bu yaşam biçimi ve düşüncede üretim biçimine uygun olarak değişecektir.' Yurt dışından gelmiştim.Sevgi'nin evindeyiz.Gece yarılarına doğruydu. telefon çaldıi.Zeki idi.Ben ertesi günü Mersine doğru gidecektim.''Öyleyse bu akşam görüşüp hasret gidermeliyiz.Artvin'den Niyazi amcam geliyor.Onu alıp evine bıraktıktan sonra nereye geleyim?'' sorusu ile Şirinevlerde Yaşanur'un evinde randevuleştik.Gece yarısına doğru ancak gelebildi eşi ile. Sabaha kadar oturduk hasret giderdik.Yukar ki yayladaki teyin derisinden cuzdanımızıda yadetmiştik. Yıllar çabuk geçti. Çoluk ,çocuk torun taklavat sahibi olduk.Son 2016 yazınıda beraber geçirdik.Çok güzel anılarımız oldu.Son camikapsında (!)bozuştuk. Cami kapısında toplanmışız.Her türlü konular tartışılıyor.Herkes düşüncesini anlatıyor.Zaman zaman ses tonları yükselsede bu inandırıcı olmak adına ,yoksa yüz ifadesinden dargınlık yada kırgınlık olmadığı bellidir. İslamda insan hakları ve barış meseleleri tartışılırken Müslümanlıkta insan hakları yoktur islam hakları var demiştim.İtirazlar yükselince de ispat için bazı ayetleri okuyordum. Bunlardan biri MAİDE suresi 33.Ayetti. '''Allah ve elçisine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların karşılığı ancak öldürülmek veya ÇARMIHA gerilmek yada el ve ayakları çapraz olarak kesilmek yada yerlerinden sürülmektir.(Prf.dr .Muhammet Hamidullah çevirisi sayfa 260)Burada açıkça işkence vardır.NİSA SURESİ 24.Ayeti okumuştum. ''VE EVLİ KADINLARLA evlenmenizde haram kılındı.ANCAK ellerinizde bulundurduğunuz KÖLELER AYRI. (Bu konuda açıklanan daha geniş bilgi için aynı tefsirin 229. sayfası okunabilir.) Burada evli bir kadınla evlenilemiyeceği ama cariyeniz (dişi köleniz) kapsam dışı.İslam dini köleci bir dindir insan haklarındaki eşitlik söz konusu değildir.** ** VE eğer yetimler hakkında adaletli davranamıyacağınızdan korkarsanız hoşunuza giden kadınlardan İKİSİYLE,ÜÇÜYLE,DÖRDÜYLE evlenin -ama eğer adaleti gözetemiyeceğinizden korkarsanız o zaman bir kadınla evlenin ,veya ellerinizin sahip olduğu KÖLELERİNİZLE yetinin.Bu aile yükünü ağırlaştırmamanız içindir. ^^ Ardından Tevbe(beraat) suresinin 5. ayeti **Sonra kutsal aylar sona erince,o tanrılar uyduranları bulduğunuz yerde öldürün.Onları yakalayın ,çember içine alın, her gözetleme yerinde onları bekleyin ,eğer tövbe eder namaz kılar,zekat verirlerse yollarını serbest bırakın .**Burada müslüman olmayanları haram ayları dışında öldürme emri var ve barışçılıktan bahsetmek bilgisizlik olur. Her seferinde yanımda dizimi mıncıklıyor,birilerinin alınabileceğini ,konuyu değiştirmeye hazırlanırken ben lafını kesiyorum. Dinimizde kuran okumak sevaptır.Sevaptan öte Farzdır diyorum. İkra suresinde ''Ikra bismi robbikellezi(Oku allahın adıyla )Emrini yerine getiriyor ve sevapta kazanıyoruz üstelik. Tartışma hararetlendi.Sesler yükseldi.Oturduğu yerden konuşma yetmedi çoğu ayağa kalkıp böyle bir şey olamayacağını söylüyorlardı.Kimse kabul etmiyor,hükümleri red ediyorl.Ben bu hükümler kurana göre dinimizin kuralları.Şimdiye kadar kimse okumadıysa onların suçu.Çağdaş insan neya nasıll inandığını bilmeli.vs..vs.. Konuşmalar uzadıkça hararet yükseliyordu. Zeki benim yanımda oturuyordu. Sesini yükselterek ani bir atakla lafımı kesmeye muvaffak oldu. alakasız bir fıkrayla lafı değiştirdi.Herkes biraz rahatladı.gerçeğin acısından yalanın tatlısı tercih edildi.Ben zaten lafımı bitirmiştim.Ona bir ceza vermek için darılmış gibi yaptım. .Okimsenin darılmasını istemiyordu. .Koluma girdi. ''Lafını kestiğim için kusura bakma.Baba ne ceza kesersen boynum kıldan ince. .Sen kahveyi çok seversin.''l merdivenleri bile çıkarken ben hala fena kızmış gibi yapıyordum. O tebessümü ile yeter yahu. Tamam özür diledik.. müzip gülümsemesiyle '' boş ver olur böyle şeyler. Bazılarının yüzünü gördüm çok berbattılar.Kimse gönül koymasın istedim.'' Tavlayı getirdi eşine seslendi. ''Hanım kocaman bardakla bize birer nes kahve yapar mısın?'' Taze karsniya sütü ile sütlü kahvemizi içerken oyunun sürükleyiciliği ile tüm sinirlerimiz kaybolmuştu. Hep dost olduk, yoldaş olduk.Samimi idik.Beraberken hiç sıkılmadık.Yokluğunu hep hissedeceğim. Hiç unutamayacağıma eminim. Köksal Bayraktar |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017 |
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir. |
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016 |
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı. |
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016 |
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik. |
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015 |
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de |
AYYAŞ!! - 11/12/2015 |
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler. |
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015 |
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne. |
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015 |
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları |
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015 |
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen. |
KARSNİYA'DA YAZIN VE FESTİVAL - 02/11/2014 |
Kaptan Kusto'nun belgesellerini çok beğeniyle izlemiştim.Somon balıkları denizlerde okyanuslarda yaşıyor. |
Devamı |