Öğrencilik yıllarımda, köy ve kasabalarda öğretmen iken Cumhuriyet Bayramları anlam ve önemine uygun olarak büyük bir coşku ile kutlardık. Çünkü bayrama   çocuklarını izlemeye gelenlerin yanında çevre halkı da katılırdı.   

       Malesef günümüzde özellikle şehirlerde  diğer Milli Bayramlar gibi Cumhuriyet Bayramı da  gereği gibi kutlanmıyor. Çünkü   29 Ekim günü törenler  şehir merkezlerindeki tek noktada yapılıyor ve oraya sınırlı sayıda öğrenci ve halk katılıyor.Okullarda ise  bayram haftası içinde farklı günlerde  çeşitli faaliyetler (şiir,yazı,resim vb.) çalışmaları yapılıyor.Ancak onlar da sönük geçiyor.Bir bayram havası gözlenemiyor.Bu nedenle Cumhuriyetimizin anlam ve önemini kavramamıza engel oluşturuyor.Dolayısıyla yeni nesillerimiz yoktan var edilen bu vatanın ve kurucusu eşsiz insan Mustafa Kemal ATATÜR’ün kıymetini   yeterince anlayamadığını görüyoruz.Hatta bazı yarı cahillerin bu kavramları onlara yanlış anlattıklarına şahit oluyoruz.Konuya  uygun bir hatıramı sizlerle paylaşmak isterim.

           Müdür yetkili öğretmen olarak  çalıştığım Bilecik iline bağlı Tarpak Beldesinde 4. ve 5. Sınıfta okuttuğum öğrencim. O zaman ortaokulu okumak için Eskişehir’e gitmişti. Bir sonraki yıl tatil dönüşümde  her okulda olduğu gibi  kendi okuduğu sınıfımızın  içindeki tahtanın üzerindeki camlı Atatürk Resmini taş atarak kırdığını köyde kalan arkadaşları  söyledi. Peki neden kırmış diye sorduğumda;

-Atatürk ‘ün dinsiz olduğunu söylediğini ifade ettiler.Bu konuda hala cevabını bulamadığım soru; Ben mi ona Atatürk’ü iyi anlatamamışım? Yoksa başkaları mı  Atatürk düşmanlığını daha iyi anlatmış?

          Cumhuriyetimizin ve Kurucusunun  çocuklarımıza  iyi anlatılması hepimizin ödevidir. Başarılar dilerim.