Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
İNSAN OLMAK
09/02/2014 Çalışmış ,okumuş,devlet memuru olmuştu.Zar zorda olsa geçinip gidiyordu.Her ay başı maaşını tıkır tıkır alıyordu.Çalıştığı buroda,bitişiğinde çalışan yüzlerce iş arkadaşı vardı. Çoğu kendisi gibiydi.Çalışır .İşine gider gelirdi.Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazdı Karsniya'li Niyazi.Evli ve birisi iki aylık olan iki çocuğu vardı.Karısı ev hanımıydı.Çalışmıyordu. Birgün.Yanıbaşında çalışan iş arkadaşı Ali'yi devlet babanın adamları ansızın apar topar aldı götürdüler.Duyduki adam çok fena işler yapmış. Katırcının katırlarını ürkütmüş.başka birçoook şeylerde yapmış yine.Halbuki o adamla ailece tanışıyorlardı.Maaşları yetişmediği zaman birbirlerinden ödünç alır verirlerdi. Maaşlarını yetersizliğinden yakınır ,herkese yardım etmek isterdi.Sendikada da görevliydi.Zaman zaman da insan hakları,demokrasi falan der haksızlıklara karşı hep tavır alırdı. Kaçsefer söylemiş, uyarmıştı komşusunu.''Yahu aklını başına topla Niyazi.Ya şehit olursun bir gün ya gazi.Sen mi kurtaracaksın memleketi?Bak başına bir iş getirirler senin''.İşte gelmişti .İşine daha sıkı sarıldı Niyazi.Ses etmedi. Birkaç gün geçti geçmedi yan masadaki Veli'yi de der-dest adip aldı götürdüler. Duyduki oda birinin tavuğuna kiş demiş. Niyazi ''Demeyeydi yahu. Onamı kalmış yani birinin tavuğuna kiş demek.Gerçi o tavuklar komşunun bahçesini delik deşik ediyor,eşiniyorlardı.Ama neyse canım.Bana ne.''diye düşünerek içine giren korkuları atmaya ,rahatlamaya çalıştı.Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Ardı arkası gelmedi götürmelerin.Zanarsın sırası gelen gidiyor.Bütün arkadaşları gitti. Birgün de bizim Niyazi'ye geldiler.Aldılar. Götürüyorlar.''Ama ben suçsuzum diyordu Niyazi.Anlatamıyordu bir türlü gelenlere.Onlar biz emir kuluyuz.Sen derdiniMARKO paşaya anlat dediler.Aldı attılar arabanın içine.Niyazi hala çevresinden medet umuyordu. Birisi çıkıp söylesin suçsuz olduğunu.Hayır. Kimsenin umurunda değildi Niyazi.Nihayet arabaya attılar .Oradan geçen orta yaşlı bir kadınla göz göze geldi .Hah bu kadın şimdi bağıracak avazı çıktığı kadar. ''Bu adam suçsuz.Bırakın onu.Evinde karısı ve iki çocuğu var.Onlar akşama ekmek bekliyor........ Heyhat.Kadın gözlerini kaçırarak arkasını döndü.Hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.Niyazi umutsuzluğa kapıldı.Dünyanın başına yıkıldığını zannetti. Yere yığıldı.Karısı ,çocukları onsuz ne yaparlardı.Ne yer ,ne içerlerdi?Onsuz nefes bile alamazlardı. Sakinleşince diğer götürülen arkadaşlarını düşündü.Onlarında eşleri,çocukları vardı. Kim bilsin ne zorluklar görüyorlar?Nasıl yaşıyorlar. Belki birkaçı orospu olmuştur bebelerine süt alabilmek için.Bu düşünce onu irkiltti.Belki kendi karısı da........... Of of . Ne hakla başkalarından yardım bekliyordu ki?Arkadaşları birer birer götürülürken ses etmemişti,''bana dokunmayan yılan bin yaşasın ''demişti.Eh şimdi yılan işte onada dokunmuştu. Hem götürülenlerin evine gidip geçmiş olsun bile diyememişti.Bir ihtiyaçları var mı yokmu,soramamıştı.Gerçiaklından geçirmiştide soramamıştı.Korkmuştu velhasılı.Şimdi kimseden ne kendine nede ailesine yardım beklemeye yüzü olmadığını düşünüyor kahroluyordu. Bizim niyazi EMPATİ yapmayı çok çok iyi öğren mişti ama çok çoook pahalı birazda geç öğrenmişti. &&&&&&&&&&&&&&&& Metin GÖKTEPE.Bir gazeteciydi.Haber toplayıp gazetesine götürüyordu. Hepimiz gibi anası ,babası ,sevdikleri vardı.Bir gün polisler onu yakalayıp götürdüler.Ertesi sabah bir parkta ölüsü bulundu.Anası ,babası ,sevdikleri yandı kavruldu.Üstelik devlet babanın karakolunda öldürülmüş, parka atılmıştı. Devlet baba katilleri hep korudu.Mağdurları sürüm sürüm süründürdü. Mahkemelerini ilden ile nakletti. Ben hatırlamıyorum Göktepe 'nin mahkemesinin kaç il dolaştırıldığını, yıllar süren duruşmalarda sonucun ne olduğunu.Katilin kim olduğuda şüpheli bence.Karakolda gazeteciyi döverek öldüren polis mi?Yoksa o polisi koruyan devlet baba mı? Biz ne yaptık?Metin'in anasının yada babasının yerine koyup oğlumuzu da onun yerine koyup,ne duyacağımızı kafamızın içinden geçirebildik mi?Zannet mem.Toplumsal olarak HAYIR. SIVAS' ta MADIMAK otelinde .Onbinlerce insan tekbir getirerek İNSAN YAKMAK için hareketlendiğinde ,o otelde çalışanların yada misafir olanların kendilerinin ana,baba yada sevdikleri olduğunu düşünebilselerdi,yakabilirler miydi?İnsanlık suçu işliyenleri yakalamayan,gerektiği gibi yargılamayanlar ?İçerde yakılanların yada onların ana babası yada kendilerinin yerine koyup birkaç saniye gözlerini kapatıp düşünebilselerdi bu insanlıkcanavarlarını hakettikleri cezayı vermezlermiydi.Zaman aşımı süresi dolduğunda insanlık suçlarında zaman aşımı olmasın diyenlere Dönemin muktedirleri ''Ne olacak yargılanamayan İNSANLIK SUÇU işleyen 5 kişi kalmış zaten. Ne olacak?Önemli değil''diyenler,Madımak'ta yakılanların yerine kendi baba,ana yada sevdiklerini koyarak gözlerinin önünde şöyle bir canlandırabilselerdi bu kadar adaletsiz ve haksızlık yapabilirler miydi? Eskişehirde,sokak ortasında. Ellerinde sopalar,devlet baba(Nasıl babaysa) polisleri, mahallenin esnaflarından birkaçı .Gecenin loş ışıklarında beliren film şeridi .Kareye kaçan bir genç takılıyor.Eli sopalılar tuz yalamaya dökülen davar misali yada cangılın ortasında yavru ceylanı parçalamaya davranan sırtlanlar gibi saldırıyorlar.Baba harmanı.Vuran vurana.8-10 kişi elleri sopalı.Polisler.Yetmiyormuş gibi mahallenin esnafından kimseler.Elinde hiçbir şeyi olmayan darbelere karşı elleriyle başını korumaya çalışan bir insan.Ölümcül ediyorlar adamı. Ali İsmail Korkmaz bu.Üniversite öğrencisi.Onu öldü zanneden canavarlar bırakıp uzaklaşınca dotor zannettiği birisine sığınınca bir çapulcu eksik olsun diyerek onu ölümün kollarına bırakan doktor bozuntusu değil insan bozuntusu. Metin Göktepe hikayesine döndürülen yargılama hikayesi.Devlet katillerini koruyor. Kaç sefer kamera kayıtları siliniyor.Yeniden bulunuyor.İnkar edilemeyince zoraki yargılama başlıyor. Katiller (Bence o eli sopalılara katil demek bile hafif kalıyor) işinde gücünde .Mağdurlar süründürülüyor. Metin Gök tepe'nin yerine ,İ.Korkmaz'ın yerine,Madımak oteli'ne kendi oğlumu koydum.Gözlerimi kapadım. Midemden yukarı kabaran Bir şey boğazımı tıkadı. Nefes alamaz hale geldim.Gözlerim doldu. Cinnet geçirecek hale geldim.Gözlerimi açtım.Nefesimi zor aldım. Kendimi Göktepe'yi öldüren polslerin yerine koydum,Eskişehir'de A.İ.Korkmazı öldüren canavarların yerine koydum bir an.İnsan olduğumdan utandım.Yüzüm kızardı.Çabucak gözlerimi açtım.Etrafıma baktım aceleyle.Kimse suçustu gördü mü diye. Bütün bu düşünceleri yaşarken bir hafta uykularımı kaçtığını ,böyleleri(ben insan demiyorum) ile çağdaş olduğuma utanıyorum. Feysbukta paylaşılan çirkin bir karikatür var bu aralar paylaşılan.Benim de saygı duyduğum yıllardır milletvekili olarak çalışmış. Seçmenlerinin haklarını doğru bildiği yoda savunmuş biri. Bu adam ona oy veren onbinlerce seçmenin temsilcisi.Bir eş.Çocukları olan bir baba. Karikatürde köpek yapılmış, tasma takılmış.Zinziri birisinin eline verilmiş.İğrendim yapılan espiriden.Onu gören eşinin yada çocuklarının ne kadar üzüleceğini düşündüm.Gözlerimi yumdum. Bu espiri (EŞŞEKÇE) nin benim babama yapıldığını düşündüm bir an.Ne kadar çirkin ,seviyesiz bir şey olduğunu düşündüm. Altına yorum yazdım. Ne yazmış olacağımı tahmin edersiniz.Böyle birşeyi yapanın,yada paylaşanın paylaşmadan önce kendi babasına böyle bir çirkeflik yapıldığını düşünerek duygularını tartmasını önerdim.Cevap veren kimse benim çok yakınım,sevdiğim ,saydığım,babama yakıştıramayacağım bir şeyi ona da yakıştıramayacağım bir kimsenin oğlu.Verdiğ cevap tiksindiriciydi.''Babamı karıştırma bu işe.......... Ona köpek yakıştımasında bile köpeğe hakaret olur..'' Empati yapabilmek bence insan olmanın olmazsa olmazıdır.İnsan olmak=Empati yapabilmek. Çuvaldızı başkasına batırabilmek için,iğneyi kendine batırabilmek. Köksal Bayraktar. |
Yorumlar |
İnsan olmak. 10/02/2014 10:37 Cellatlar bir gün gelmiş Koministleri götürmüşler kimse ses çıkarmamış, sosyalistleri götürmüşler kimse ses çıkarmamış,Sosyal Demokratları götürmüşler kimse ses çıkarmamış,Sonunda sıradan insanları alıp götürürken Ses çıkaracak kimse kalmamış.Aynen bugünkü gibi.
Son bölümde okuduğum katledilen yiğitlerin acısını daha önceden Haberlerde okurken boğazım düğümlenirdi. Bir kez daha bu yazıyı okurken oluştu.Bu düğümler bir gün birleşerek sel olur herhalde.
Teşşekürler Köksal abi böyle güzel yazılarınla bize birşeyler hatırlattığın için. ayhan bayraktar |
Yazarın diğer yazıları |
Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017 |
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir. |
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017 |
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi |
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016 |
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı. |
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016 |
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik. |
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015 |
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de |
AYYAŞ!! - 11/12/2015 |
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler. |
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015 |
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne. |
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015 |
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları |
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015 |
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen. |
Devamı |