Fevzi DURMUŞ
fevzidurmus008@gmail.com
YAYLAYA ÇIKIŞ
25/03/2013 Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylümüz, ilkbahar gelince hayvanları ile birlikte daha yüksek yerlere göç ederler. Bazı köyler birden fazla yaylaya göç ederken bazıları tek yayla ile yetinirler. İlk çıkılan yaylaya “mezra” denir. Mezrada ve daha yukarıdaki yaylada yazı geçirdikten sonra tekrar mezraya gelinir ve kışa doğru tekrar köye dönülür. Yaylaya göç etmeye “Yaylaya Çıkış” adı verilir. Yaylada yağ, peynir ve lor gibi kışlık ağartıyı yapan ve işleri yöneten evin hanımına da “Şaşort” denir. Genelde ailenin en kıdemli hanımı bu görevi üstlenir. Zira şaşort üstün bir saygınlığa sahiptir. İnekler, öküzler ve danalar gibi büyükbaş hayvanlar ayrı, ayrı otlatıldığı için köylü, bunlar için yeter sayıda çoban tutar, bunların bir arada olmalarına “nahır”,çobanlarına da “nahırcı “denir. Koyunlar ve kuzular da ayrı, ayrı otlatılır, bunların bir arada olmalarına da “sürü” adı verilir. Genelde evin erkek çocukları kendi sürülerinin çobanı olurlar. Çadır Dağı eteklerinde kurulu olan Ardanuç-Yolağzı Köyü de tek yaylası olan bir köydür. Yalnız her şeyleri olan öküzlerine biraz daha ayrıcalık tanımışlar; Anç ve Ançkora Köyleri öküzleri ile birlikte Bilbilan Yaylası’nda da yayılma hakkı tanımışlardır. Öykümüz, adı geçen köyde geçmektedir. -Olaaa Nazım!..Ahu ,kızahlara na oldi,naya gelmiyerlaaar? -Kopolari kırılmış Emiii,kopolariii!... -Ola, kimun kızahlariii? -Ridvan Ağaaa, M.Ali Ustaaaa, daha da vaaar…. Veysel Yüksel, duruma üzülür ve hayret eder. Çünkü en sağlam ve kullanışlı araç-gereç yapan kişilerin kızakları yolda kalmış kendileri ise sorunsuz yayla yolunu yarı etmişlerdi. Kızakları bozulmayanlar yüklerini yaylada indirdikten sonra tekrar geri dönerler ve onların yüklerini de yayla evlerine ulaştırırlar. Ancak eğlenmeyi de ihmal etmezler.Birbirlerine “Düz ovada hep fukara kalacak degilya..”,”Ola kimin koposi kırıldiiiı?” diye alttan alta dalgalarını geçmeyi de göz ardı etmezler.Durumu merak eden M.Ali Usta sağlam kızakların kopolarını incelediğinde, yuvalarında fıldır fıldır oynadığını; halbuki kendilerinin torpu ve zımpara yaparak sıkı geçme yaptıklarını hatırlar.O kızakların çukura düştüğünde esnediğinden kırılmadığını,kırılanlarda ise tam tersi olduğunu anlar. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
22-BİR ZAMANLAR KÖYLERDEKİ İLETİŞİM - 21/03/2019 |
Artvin yöresindeki köylerimize 1950’li yıllarda ülke haberleri pek fazla zamanında ulaşmazdı. |
Binlerce Ağacı Katledenler - 11/11/2014 |
YAŞ AĞACA BALTA VURAN EL ONMAZ!.. |
Bir Zamanlarda ÖKÜZLERİMİZ - 15/12/2013 |
İnsanoğlu tarihlerinin ilk zamanlarında, eti ve derisi için avladıkları hayvanlardan bazılarını ehlileştirerek süt ve güçlerinden de istifade etmeye başlamışlardı. |
SİZ HİÇ KUŞ YENKDİNİZ Mİ? - 20/02/2013 |
Bu nasıl soru veya yazı başlığı diyebilirsiniz. Duymamışsanız haklı da olabilirsiniz. Ancak köyümde, küçük çocukluğumda böyle bir geleneğimiz vardı. Bu geleneğin ne kadar yaygın olduğunu bilmediğim gibi faydalı veya saçma bir gelenek olup olmadığını |
KÜRDEVAN - 23/10/2011 |
Kürdevan ,Ardanuç ilçemizin sınırları içerisinde 3050 mt. yüksekliğinde bir dağdır. Dağın ilçe merkezine bakan eteklerinde ;Hamurlu,Beratlı, Yolağzı ve Yaylacık Köyleri bulunmaktadır |