Necat BAYRAKTAR
necatbayraktar@hotmail.com
Hopalıyım, Eşkıyayım, Özür Dilemem.
13/01/2013 Demokrasi esas itibarı ile bir hak arama, var olan hakları koruma ve yeni haklar elde edebilme olanakları yaratan toplumsal yapılanmanın adıdır. Her hak mücadele ile kazanılır ya da korunur. Bu hakkı kullanmak için önce farkındalık yani bilinç gerekir. İnsanlık tarihine baktığımızda demokratik haklarını elde etmek veya var olan haklarını korumak için mücadele edenler de, bu uğurda hayatını verenler de çok olmuştur. Toplumlar tarihi bu mücadelenin örnekleri ile doludur. Hak arama tarihinin simgesi köle Spartaküs
olmuştur. Eğer istediklerini elde etme mücadeleleri olmasaydı bu gün insanlık
hala ilkel hayatı veya kölelik rejimini yaşıyor olacaktı. Ama artık yaşamıyor. Kölelik rejimi mücadele edenler sayesinde kitaplarda
anlatılan bir masal gibi kaldı tarihin derinliklerinde.
Zamanla her şey
değişir. Bazı hakların hak olmasının bile anlamı kalmaz. İnsanlığın önüne yeni
mücadele alanları çıkar. Kimin aklından geçerdi ki Türkiye’nin Amazonu olan
Çoruh Nehri’nin önüne bentler yapılacak. Yörenin insanlarını bağlarını
bahçelerini kuşlarını börtü böceğini besleyen nehrin önüne beton yularlar vurulup,
Artvin’in büyük vadileri arasına sıkıştırılacak.
Hidroelektrik Santralleri de aklımızdan
geçmezdi. Ama günümüzde yeni mücadele alanlarından biri de; yaşanılan doğaya
sahip çıkarak (HESLERE) karşı mücadele olmuştur. HES denilen bu projelerin
halkın içme sularına doğasına yaşam alanlarına birer büyük darbe olacağının
farkına varan yöre halkları onlara karşı Türkiye genelinde büyük mücadeleler
başlatmışlardır. Birçok yerde çok önemli dirençler gösteriliyor.
Artvin’de Car at Tepede, Ege
de Kaz Dağları’nda, Kastamonu da Kürede, Kütahya da ve daha birçok yerde
siyanürlü öldürücü tahrip edici kazançlara karşı mücadele ediliyor. Ülkenin çok
değişik yerlerinde derelerin satılmasına karşı durulup yaşama hakkına sahip
çıkılıyor. Geçmişte daha güzel bir dünya için
mücadele eden Artvinlilerin binlercesi karakollardan geçti. 938 Artvinli
sıkıyönetim Mahkemelerinde yargılandı. Yurt dışına kaçıp vatansızlık duygusu
yaşayanlar oldu. Yüzlercesi ceza evlerinde yattı. Çok kişi işkence gördü. Üç
kişi işkencede, 40 kişi kurşunlarla öldürüldü. Tarihin tekrarındaki ironiye
bakın ki, dün daha güzel bir dünya ve daha yaşanılır bir Türkiye için mücadele
edenlere *terörist* diyorlardı. Bu gün HESLERE, yaşama hakkını gasp eden kirli
kazançlara karşı çıkanlara da EŞKIYA dediler. Bu mücadeleye bütün ruhuyla ve
bedeniyle katılan Metin LOKUMCUYU öldürdüler.
Yaşama haklarına sahip çıkan birçok gencide suçluymuş gibi ceza evlerine
gönderdiler. Bu
da yetmezmiş gibi kendilerini *Artvinliler Birliği* olarak tanımlayan Artvinli BRÜTÜSLER
Artvin’in derelerine, orada yaşayan halka haksız yere ceza evlerine gönderilen
gençlere sahip çıkmaları gerekirken, haksızlığı yapanlara sahip çıktılar. Metin
Lokumcuyu öldürenlerin derelerimizi elimizden almaya çalışanların yanlarında
yer aldılar. Bazı yerel internet
sitelerinde duyurular yayınlayarak Hopa da bir basın açıklaması yapacaklarını ve
başbakana Artvinliler adına özür mektubu göndereceklerini duyurmuşlardı. Bazı
tüzel kişilikler ve yöre dernekleri de bu kirli oyuna destek çıktılar. Onların
duyurularının sitelerinde yayımlayarak taşeronluk yaptılar.
Yöre dernekleri adını taşıdığı yörenin
kültürünü yaşatmak, yöreye katkı sağlamak, oraya yapılacak haksızlıklara engel
olmak için kurulur. Söylenenin tam tersini yapıp dereleri satanların yanında
yer almak nasıl bir çelişkidir? Kaç tane yöre derneği o *Birliğin* yanında yer
aldı? Henüz bilmiyoruz. Zamanla öğreneceğiz. Ama bu çelişki nasıl bir güven duygusuna
denk düşer? Onu herkes kendi vicdanında sorgulamalıdır.
Pazartesi günü Hopa’da
basın açıklaması yapacak olan Artvinli BRÜTÜSLERİ onların yanında yer alanların
tümünü kınıyorum. Artvinlilerin
vermediği bir yetkiyi onlar adına kullanmalarına büyük bir saygısızlık hatta
ihanet olarak görüyorum.
Başbakan yaşama
haklarına sahip çıkan Hopalılara EŞKİYA demiş. . Ben de diyorum ki; Hopalıyım. EŞKİYAYIM.
Ve asla ÖZÜRDİLEMİYORUM. necatbayraktar@hotmail.com 19. 06. 2011
Necat BAYRAKTAR ///
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KÜRDEVAN - 19/12/2018 |
Umut tarlasına tohum ekerken Yoksulluğun bileğini bükerken Yeni hedeflere kürek çekerken Türlü yola düşünceye başvurduk Hayal dünyamızı yeniden kurduk |
Diyorum - 25/02/2017 |
Siyaset yapanın koluna sazı Almasına artık hayır diyorum Beş asır öncenin - davullarını Çalmasına artık hayır diyorum |
Algı yönetimi: Ne demektir? - 16/01/2017 |
Ülkemizde son bir yıl içinde çok kullanılan bir kavram... Peki nedir algı yönetimi? Toplumun algılarını özellikle siyasette kontrol etme istenilen doğrultuda yönlendirmektir. |
Burası Türkiye Yıl: 2014 - 16/05/2016 |
4 Bin çocuk için taciz davası açıldı. Her ay 650 çocuk için adli tıpa taciz davası geliyor. Zorla evlendirilen kız çocuk sayısı: 31 bin 337 |
EFKÂR TEPESİ - 21/02/2016 |
İstemem ne küpe ne altın zincir Su altında ağlar beyaz bir incir Cerattepe gitse yüreğim sancır Dere sesi /dalga sesi / çay sesi Selam memleketim Efkâr Tepesi |
Bir Kuş - 01/01/2016 |
bir ben varım bir de turna yanımda Bir kuş bakışındayım dostum Rüzgârlara karıştı ıslıklarım Zaman mı önümde benim Ben mi arkasındayım zamanın bilmiyorum |
Zehirli Dil - 30/10/2015 |
Ezop ve Dil başlıklı bir yaşanmış öykü olduğunu okuduk. Sanıyorum çok kimse bilir. Onu burada anlatmayacağım. |
Haddini Bilmek: - 12/08/2015 |
Özellikle siyasilerin ağzından bu günlerde sık, sık duyduğumuz ‘’haddini Bilmek’’ deyimi dilimizde çok kullanılan deyimlerden biridir. |
Gezinin İkinci Yıl Dönümü: - 31/05/2015 |
Toplumsal Tarihimize “GEZİ OLAYLARI” olarak geçen eylemlerin ikinci yılındayız. Herkesin bildiği gibi… İstanbul da Gezi Parkının bulunduğu alana AVM yapılması amacıyla başlayan hükümet girişimine o çevrede yaşayan insanların karşı çıkışıyla başlayan |
Devamı |