• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
MELEKLERİN yada YILANLARIN ÖCÜ
02/01/2013

                                          

          Sıcak mı  sıcak bir  yaz günü elimde  annemin mandurdan diktiği ,içi kitap dolu okul çantamla   Ardanuçta okuduğum ortaokuldan çıkmışım  eve gidiyorum.Gün boyu  çalışmaları ve yazın sıcağı ,yorgun ve bitkin halde yürüyorum.Kasabanın Ankliya'ya doğru ucunda yeni yapılan hapishanenin üst tarafından geçip yeni yapılmış toprak yoldan yürüyorum.Yol yapım şirketinin sarı renkli arabası tozu dumana katarak ön taraftan geliyor.Bir ara toz bulutu içinde kalıyorum. Yavaş yavaş oturan tozların arasından aynı yavaşlıkla yürüyerek yol boyunca dizili poşa evlerini seyrederek sakin ve tembel tembel akan ırmağın kenarına varıyorum.düz yolun bittiği sola doğru virajın bulunduğu noktada sellerin yıktığı eski köprü başları üzerine  sansalak kurulmuştu. Alta konan iki yuvarlak ağaç ve kenarına tutulacak ince ağaçtan korkuluktan ibaretti.Köprü henüz yoktu Çok dikkatli,korkarak geçerdik.Köprüden sonra  etrafı yeşil çalılarla yada kızılcık ağaçları ile  kaplı  hızek yolundan geçerek mahallede ilerledim.Köy çeşmesinden avucumu vererek kana kana su içtim.Dedebek amcaların evinin önünden geçerek ilerledim. Biraz ilerde Osman çavuşun  tek katlı evi göründü.Kestirmeden gidebilmek için tarla duvarına çıkarak küçük patika yoldan eve doğru ilerledim.

               Sol tarafta merek ve ileriye doğru uzanmış karapan ,sağ tarafta tek katlı ve tek odalı önünde halambarı olan tahta evi vardı Osman çavuş'un .İki binanın arasındaki harmanın ortasından geçerek  bir odasını kiraladığımız Elfaz nenenin evine geçerdik.

                 Tahtaları iyice bronzlaşmış iki katlı bir evdi.Alt katın sol yarısı  ahır,sağ tarafında üç oda vardı.Bu üç odada öğrencilere kiralanırdı.Üst kata yan taraftan  ağaç bir merdivenle sahanlığa çıkılır tahta bir kapıdan  avluya  girilirdi.Sağ tarafta iki büyük oda  vardı bu odalada Elfaz nenem ve Zekiya bibim  çocukları ile kalırdı.Sol tarafta misafir odası olarak yapılmış geniş ve ferah bir oda vardı ki annem ve ben orada kalıyorduk ortaokul yıllarında. Bu odanın bir adı da cinni odaydı. Çok cin hikayeleri anlatılırdı bu oda üzerine.Ben  bu odada iki yıl  oturdum. İlk günler korktuğum olmuştur.Zamanla unuttum. Onlarda hiç  bana görünmediler.

              Osman Çavuş'un evinin önüden geçerek  Elfaz nenenin evine doğru  yaklaştım.Sol tarafta geniş bir tarla tarlanın alt tarafında çok güzel dut bahçesi vardıki kenarından mahallenin sulama arkı geçerdi.

              Olgunlaşmış dutlar dan yemek canım çekti ve bahçeye doğru yöneldim. Arkamda kıvrılarak bana doğru gelen bir yılan gördüm. Göz göze geldik.Yılan direk beni hedeflemişti.Bahçeye doğru koştum.Yılanda kıvrılarak arkamdan geldi. Korkuyla  önüme gelen bir dut ağacına tırmandım. Yılanda ağacın dibine kadar geldi. Dilini çıkararak tıslayarak bana bakıyor,eninde sonunda seni sokacağım diyordu sanki.Korkudan titriyordum.Biraz sonra yılan iki kafalı oldu.Üç,dört derken bahçenin tabanı yılanla kaplandı tamamen.Her kafa yerden yarım metre yukarıya doğru kalkmış sağa sola tıslayarak  sallanıyor ama gözleri bende. Eninde sonunda seni sokacağız.Kurtuluşun yok der gibiydiler.Bağırmak istiyorum sesim çıkmıyor. Etrafa bakıyorum hiç kimse görünmüyor.Umudum Osman çavuşta. Hele bir görse  diyorum içimden,gök gürlemesi gibi sesiyle  "Neler oluyor orda "   dese    ejderhaya dönüşen yılan bile korkar ve girecek delik arar .Hey hat kimse yok ortalıkta.Korkunun ecele faydası yok derlerya, bende öyle düşündüm.Kurtuluş çareleri aramağa başladım.Sonunda kararımı verdim. Yılanların üstüne atlıyacağım. Çok hızlı biçimde. Onlar farkedip harekete geçene kadar ben eve çıkacağım Düşündüğümü de yaptım. Ya allah ya bismillah deyip   var gücümle de İMDAAAAAT diye bağırarak aşağıya doğru atladım.......................

        Annemin  en sevecen ve şefkatli   ses tonu ile  "Köksal oğlum .Bismillah de. Çok kötü rüya gördün herhalde. Uyan uyan oğlum,korkma.Bak ben buradayım." diyor ve saçlarımı okşuyordu.Gözlerimi açıp annemi yanımda görünce derin bir nefes aldım ve arka arkaya  bismillah ...bismillah demeye başladım.Gördüğüm rüyanın şiddetinden terkan içinde kalmıştım.Annem terden ıslanan çamaşır ve yatak çarşaflarını değiştirdi.Artık yalnız yatmaya bile korkuyordum.Petrol lambasını söndürmeden  annemle  beraber yattım.

                                                           ************************** 

         Mevsim yaz değildi. Kış mevsimindeydik ve ramazan ayıydı.Annem oruç tutuyor tabii. Banada  Allah'ın hoşuna gideceği , zihin açıklığı vereceğinden oruç tutmamın gerektiğine karar vermişti.Bende oruç tutuyordum.

             O günün sehur yemeğinde  tuzu fazla kaçırmıştı annem.Yürüyerek okula gitmişim Fizik dersinden  yazılı imtihana girdik.İçim kavruluyor susuzluktan .Dudaklarım kurumuş. Dikkatimi sorulara yöneltemiyorum.Yazılı kağıda bakarken gözümün önüne sular geliyor. Kafamın içinde  suları akan muslukları hayal ediyorum.Biraz birşeyler karaladım.Kağıdımı bıraktım. Dışarı çıktım.

           Bahçede hiç kimse yoktu. Sol tarafta  asma söğütler sıra sıra dizilmiş,altındaki okul çeşmesinde de sıralanmış musluklar.Muslukların önündeki yalakta buzlar oluşmuş.Gökyüzüne baktı.Masmavi.Küçücük bir bulut bile yok. Bu berraklıkta cenabı allah net olarak görüyordur beni diye düşündüm.Aklımdan geçen şeyden ötürü kokuya kapıldım. Suçluluk duydum.Ürperdim.Yo dedim kendi kendime.Canım her şeyi görüyorda ,benim bu halimi niye görmüyor mubarek ,diyede geçti içimden.Elimi  ıslatıp biraz ferhlıyayım diye musluğa yanaştım.Ellerimi yıkadım. Azıcık dudaklarımı slattım. Dudaklarımın ıslaklığını yuttum. Oldukça ,tarif edilmiyecek kadar rahatladım

Tekrar gökyüzüne baktım. Dalları çok sık olan  salkım söğütün altına geçtim.Gök yüzü çok az görünüyordu.Mekanik bir tavırla musluğu  açtım .Avucumu altına vererek oluşan gölete ağzımı dayadım. Su içmiyor adeta suyu hortumla akıtır gibi çok hızlı hızlı su içmeğe başladım. Nefes bile almıyordum.Kana kana içtim. Doyunca ağzımı kolumun yeni ile sildim. Oruca devam ettim.

                             O korkunç rüyayı gördüğümde aklım başıma geldiğinde annemin ilk sorusu.

__Oğlum bugün orucunu kırdın mı ? Oldu.

__Hayır anne  falan diyerek yalan söyleyecek oldum.Annem:

__Oğlum anneye yalan söylenmez. Anne  çocuğunun yalan söylediğini  hemen anlar.Bak sen dün orucunu bilerek bozdun. O gördüğün şeyler  meleklerdi. Seni  günahlardan korumak için korkuttular. Sakın bir daha yapma ne yaptıysan.Zaten çocuksun  Allah seni afeder.

                         Fena pişman olmuştum.Bir daha mı? Tövbeler olsun.Ama  niçin korkutarak bir nevi işkence çektirerek ,beni korkutarak  terbiye edilmeğe çalışıldığını anlayamamıştım. Daha insancıl bir terbiye yolu bulunamazmıydı diye düşünmekten kendimi alamamıştım.

                         Oruç tutmağa devam ettim. Hergün aynı saatte su krizine giriyordum.İkinci dersten sonra sık dalları olan asma söğüdün altında su içtim günde bir defa. Her akşam aynı rüyayı gördüm. Ama onlar nasıl olsa meleklerimdir diye daha az korkuyordum.Giderek yılanlar küçüldü....Küçüldü....sonrada kayboldu. Rüyalarıma girmez oldular.

                        Çok uzun yıllar   çocuk yaşımda bir sefer su içtim diye yılanlar  yada melekler tarafından  cezalandırıldığımı  onların benden öç aldıklarını düşünmüşümdür.

 

 

                                                                                        Köksal Bayraktar

                                                                                 2 ocak 2013 .Akçağlayan Bursa



2104 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

YILANLAR     04/01/2013 18:25

BİZDE BÜYÜKLERİMİZİN GEÇTİĞİ CİNLİ EVLERDEN,CİNLİ YOLLARDAN GEÇTİK BUGÜNE GELDİK.KENDİMİZDEN BİR ŞEYLER BULDUK.SELAMLAR
ayhan bayraktar

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam66
Toplam Ziyaret354263
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028