Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
KOLCU-ACI TÜTÜN
03/02/2012 Lozan barış antlaşmasında kabul edilen Osmanlı borçları , bazı gelirler REJİ idaresine devir edilerek ödendi.Acı tütün de geliri reji idaresine bırakılan ürünlerden biriydi. Tütün yada acı tütün .Üretmesi acı,pazarlaması acı,tüketime sunulması acı,tüketilmesi acı.Necati Cumali'nin ACI TÜTÜN romanının okunmasını tavsiye ederim bu acılığın şiddetini anlamak için.Borçka-Alaca köyünde tüm köylü tütün üreticisiydi. --Koca yıl oniki aydır.Tütün işi 14 ayda ancak biter.Tütün hasat zamanı herşey acıdır.Tütün zifti oturur her tarafa.Yolunu şaşırıp tütün tarlasına giren yılanlar bayılır kalır sıcak havalarda.Mecbur olmazsak yapılmaz bu iş derlerdi. Üretim çok sıkı kontrol edilirdi.Zor koşullarda üretilen üründen bir sıgara içmesi büyük yasaktı üretici için bile.İstisnasız bütün tıryakiler tekel sıgarası içmek zorundaydılar kanunlara uygun vatandaş olabilmek için.Ayrıca çok kötü üretilmiş paket tütünü verilirdi her ay muhtarlara zorunlu olarak tüketilmek için.Herkes üreticisinden alır.Hamza çavuşa havanda doğratır yakalanmamaya çalışarak tütün içerdi ki buna kaçak tütün denirdi.Doğal tütün içiciside kaçakçı oluyordu. Ticari kaçakçılık da bu kadar yaygın ve herkesin yaptığı bir şeydi.Bende Necat gibi kaçakçınınoğluyum ve kaçakçıyım.Babam dan dinlemiştim. Ardanuç'ta 3 krş a aldıkları tütünü Hamza çavuşa havanda doğratılır çuvallara doldurulan tütün Kars Ardahan köylerine at sırtında götürülerek 3 liraya satılır ve ev ihtiyaçları o kazanılan parayla ödenirdi.Bu yolculuklar roman oluşturacak kadar maceralı ve her an ucunda ölüm bile olan hikayeleri var .Ben köy dışı maceraları sonraya bırakıp çocukluğumda şahit olduğum 3 anımı paylaşacağım.
**************
Gardebaha ' daki tarlamızdan hasat ettiğimiz mısırları kağnıya yükleyip
,comart ve zorba' ya ho babam
dedim.Biraz yukarıya doğru çıktığımda bütün ihtişamı ile karlı tepesiyle Kürdevan tepesi göğü
delercesine yükselen köknar ve çam ağaçları ile yasak ormanı,Garçil'in
kayaları,Ziyaret tepesi ve küçük vadiye yerleşmiş Karsniya. Panteb denir buraya.Niyaz emigilin tarlasıdır.Arkamdan son hızla gelen at ayak seslari ile geriye
döndüm. Vay anasını beee. Çilo atını dolu dizgin doldurmuş geliyor.Kalp
atışlarım hızlandı.İyice kendimi saklarcasına
kağnıya sokuldum.Beni görmesin diye kafamı iyice önüme astım. Yada ters
istikamette bakmaya onu görmemeye çalıştım. Çilo
Yusuf Samskar'lıydı aslında,komşu köyden.Millet kaçak tütün içmesin diye devlet
onu görevlendirmişti.Yani KOLCU idi.Gri renkte redingotu omuzunde kaçakçılara
karşı kullanması için mavzer tüfeği vardı.Benim için ve zannediyorum herkes için Ezrail Aleyisselam'dan daha korkunç ve
korkutucu birşeydi.Yüzü çiçek bozuğu olduğu ve
herkesin korktuğu biri olduğundan Çilo lakabı verilmişti.Atı çok iyi besili bir çil kırattı. Her gittiği yerde sahibinin korkusuna atınada bol bol arpa
ikram edildiği gibi torbasına da yedek
arpa doldurulurdu.
Çilo Yusuf çaprazlama vurup Balvana'ya doğru sürdü atını. Topal Niyaz
emi ve bacanağım cemal biraz yukarıdaki
tarlada mısır kesiyorlar.Atını direk Niyaz amcanın üzerine sürdü. --Sakın kaçma.Biliyorum senin tütün içtiğini.Kımıldama. Gök
gürlemesini andırıyor yada mübarek Zaloğlu Rüstem zanarsın.Elinde kamçısı
havada,kaçmaya kalksa yada kımıldasa vuracak gibi.Kımçısını öyle bir sallayışı varki yüreğimi hoplattı.Zaman zaman Hz. Alinin cenklerini
okurdum babama.O mubarek kocaman Zülfikarı böyle sallardı kafirlere karşı.
Niyaz eme rengi apak kesmiş. Bir elinde
orağı ,diğer elinde kestiği mısır çalası ile ik eli de öylece havada
bekliyor. Neden sonra zor hal
konuşabildi.
Başefendi ben tekel tütünü içerim. Ne haddime kaçak tütün içmek
.Haşa.Müsade et tabakamı göstereyim. Cebinden tabakasını çıkardı.Açmadan uzattı
kolcuya.Kolcu açtı tabakayı.Bir demet tekel sıgara kağıdından başka Bir şey
yoktu. Hepten küplere bindi Çilo. Kendisini görünce tütününü boşalttığını idda
ediyordu. Bir süre son içtiği sıgaranın izmaritini arattı yerlerde.Bulamayınca haydi muhtarlığa gideceğiz deyipn önüne kattıp Köye doğru yollandılar.Çilo illada bir şey bulacaktı bulamayınca da küplere binmişti.Bu anılar başka bir olayı anımsattı. Trafik
polisi yolu kesmiş araç kontrolu yapıyor. Gelen bir arabayı durdurur. Kağıtlar
lütfen.Adam ne istenirse buyur efendim. Tamam efendim. Her şey dörtdörtlük
tamam.Polis illah bir hata yada eksik
bulup haraç alacak.Bir şey bulamayınca --Yahu
sen nerelisin ? Adam
--Kandıralı'yım deyince -- Peki
arabanda teyibin ,teyibinde Kandıra havası var mı? Adam var deyince.Çal bakalım ,deyince şoför çalmağa başlamış Kandıra havasını.Polis
kıvrak havayla göbek atmaya gerdan kırmaya başlamış.Şoföre doğru eğilip alnını göstererek: --Eh
aptal değilsin bir onluk yapıştırırsın her halde.
*************** Öğlen sonu ,güneşli birgünde camikapısındayız.Ön tarafta sohbet şaka şenlik ve küründen akan suyun sesi kahkahalara karışıyor.Kaskayla tarafından bir atlının geldiğini farkettik.Güneş arkadan vurduğu için siluet görünüyor ama kim olduğu seçilmiyor.Susamgil'in evin önünden geçmekte olan atlının resmi şapkalı gri redingotlu olduğunu farkeden birisi
: ''KOLCU GELİYOR'' bağırması ile
ortalık ana baba gününe dönmüştü.Kaçan kaçana Dizi işleyen önde işlemeyen biraz arka taraflarda ,atmaca hucumuna uğramış tavuk çuçuları gibi
kaçışıyordu herkes. Ben şaşkındım.Rıza Hoca emmi hızlı adımlarla evine doğru yönelirken ''Neyime lazım.Çilo gelip sıkıştıracak kaçanlar kimdi diye.Komşuyuda muzevirliyemiyeceğime göre en iyisi NE GÖR ŞEYTANI, NE OKU İHLASI dedi. Eh bende dururmuyum.Diğerlerinin arkasından dereye doğru
koşmaya başladım.Susamgil'in ot mereğinin önünden ısırganlara doğru yuvarlana
İbrahim dedemin (Mollahurşutoğlu)can havliyle attığı okkalı küfürü duyunca ben
mereğin içine atladım.Kıştan kalmış otu üstüme çekerek iyice
gizlendim.Soltarafta caminin helası vardı. Birisi can havliyle oradan dereye
kaçmak isterken boka batmış galiz
küfürler ederek temizlenmek için dereye
doğru gittiğini küfür seslerinin
giderek azalmasından anlıyordum.Kolcu gelip üstümdeki otu kaldırıp *aha yakaladım **diyecek diye ödüm kopuyor.Ne
kadar zaman geçti bilmiyorum.Bacanağım Cemal'ın alaylı sesini duydum. --Elma dersem çıkın,amut dersem sakın çıkmayın.Şimdi Elma diyorum
ELMAAAAA.Çıkabilirsiniz.Gelen kolcu değil.Merekten çıktım sağ taraftan İbrahim dedem allah
rızası için yardım istiyordu.Çok fena görünüyordu.Yüzünü ısırganlar yakmış
tanınmıyacak kadar kabarmış sakalının olmadığı yerler.Kalkamıyordu. Yardım
ettim .Beraberce çıktık.Harmanın kenarına çöktü. Az oturalım oğul.Bir sıgara
sarayımda aklım başıma gelsin,derken tabakasını çıkarmış titreyen elleriyle sıgarasını sarıyordu.
Nazım Usat amcanın oğlu Ağzemdi gelen.Orman yangınlarına karşı kurulan
bir teşkilatın elemelerine katılmış.Seçmelerdede başarılı olmuş ,kazanmış.
Kolcu elbisesine benzer bir elbise vermişler. O da giyinip atıyla ardanuç'tan
geliyor.Güneş arkadan ve panikleme korkusundan onu kolcu sanmıştık.
***************** Yıllar sonra.Öğretmen olmuştum.Ardanuç'tan köye geleceğim.Samskar'a gelmek için arabaya bindim.Oh ! O ne ! Çilo Yusuf. Geldi yanıma oturdu.Ben Borçka'da tütün üreticisi bir köyde çalışıyorum.Cebimde kaçak tütün dolu tabakam var.Çiloyu görünce bayağı hecillendim. Tabakamı çıkaramadım. Tekmezer'de araba arızalandı . Beklerken serinde sıgara sarmak için biraz tenhalaştım Çilo'dan. Sıgaramı yaktım. Arkadan birisi *yeğen bu güzel tütün kokusu senden mi geliyor.*Tadına bakabilir miyim.* buyur dedim tabakayı uzattım.Sardı,yaktı.Dumanı tam çekmişti ki *Yusuf amca kolcu geliyor sıgaranı sakla * diye bağırdım.Herkes kahkahayı basarken o askalsın boğuluyordu şaşkınlığından. Samskara kadar sohbet ettik. Çok sevimli zekice nükteler yapabilen bir adamdı. Herkesin korktuğu deccal adam gitmiş nüktedan birisi gelmişti.Ondan dinlediğim bir anısını da paylaşmak istiyorum.
Ardanuç'ta poşanın biri kaçak tütünden sıgarasını saraken Çilo arkadan adama doğru yaklaşıyor.Durumu
karşıdan gören karısı kocasını
çaktırmada uyarmak ister. -- Ola
arkana bak.Aslıda bey neslide bey
,beyoğlu bey geliyor desede geç kalmıştır . Çilo adamı yakalar. Yalvar yakar
olsada kar etmez . Cezası neyse kesilir.İş işten geçmiş olduğunu anlayan poşa
karısı Açar ağzını yumar gözünü,avazı çıktığı kadar bağırarak: __Senin aslanda siçem,neslende
siçem piçoğlu piç.
Kösal Bayraktar 2 şubat 2012 -Chavanoz |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017 |
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir. |
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017 |
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi |
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016 |
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı. |
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016 |
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik. |
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015 |
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de |
AYYAŞ!! - 11/12/2015 |
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler. |
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015 |
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne. |
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015 |
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları |
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015 |
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen. |
Devamı |