• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Karsniya-KAPI-K%C3%96Y%C3%9C/387816791306924?fref=ts
  • https://twitter.com/karsniyali
    • 6. Acı Su ve Yayla Festivalinden
    • Kışlalarımız (Yaylalar)
    • Oktay AKPINAR'ın arşivinden
    • Yasak'dan
    • Panteb'dan
    • Sözü olan erlerin meydanı "Cami Kapısı"
    • Kürdevanın eteğinde "Karsniya Koyunları"
    • Muhtarımızın
    • Festivalimizden 2019
    • Karsniya'da Kış
    • Ertuğrul AKPINAR arşivinden
    • Cami Kapısı Sohpetlerinden
    • Şifa kaynağımız "ÇERMİK"
    • Camimiz
    • Alettebler
    • Karsniyaspor Antrenmanda
Köksal BAYRAKTAR
koksal@hotmail.fr
Dövülerek Terbiye
06/06/2011
             Hopa’da olanları üzülerek izledim.Metin Lokmancı hocanın sıkılan gazdan ölmesi  bu tür öldürülmelerde ilk değil,umarım son olur.Dövülerek terbiye edilmek yada döverek terbiye etmedamarlarımıza işlemiş toplum olarak.Çağdışı bu metottan vaz geçmeliyiz.Vaz geçmek yetmez toplum olarak karşı tavır almalıyız.Önce çocuklarımızı döverek terbiye  etmekten vaz geçmeli,vaz geçmiyenlere de topluca ayağa kalkarak yeter demeliyiz.
                  Geriye dönüp bakıyorum 62 yıllık hayatıma.Hep döverek terbiye etmeye çalıştılar beni.Sevgili babam ve annem hariç.Onlardan ufak bir fiske sopa yediğimi hiç ama hiç hatırlamıyorum.Bende onları örnek almaya çalıştım.Üç çocuğumu şiddete baş vurmadan yetiştirmeye çalıştım.Başarılı olduğumuda düşünüyorum.İspatı onlarda  kendi çocuklarını şiddete baş vurmadan yetiştiriyorlar.Bu bana ayrıca mutluluk veriyor.Tanıdığım birçok ailelerde ,en fazlada yurdumuzda hala şiddetle terbiye  gazla,copla , korkuyla,baskıyla,yayınlanmamış kitapları sansürlemek (kim nederse desin)ortaçağdan kalma yönetim biçimi ve mantalitesi olduğuna inanıyorum.    
             Hopa’dan gördüğüm resimler tekel işçileri eylemindeki resimlere çok benziyordu.O resimleri  12 eylülde çok görmüştük.Taaa  çocukluğumda görmüştüm benzeri resimleri.Kolcu tarafından,bakımcı,candarma tarafından az döğülmedik.Bu yazımda kendi yediklerimden kesitler sunacağım.Daha sonrada şahit olduğum döğülmeleri anlatacağım.    
             Hatırladığım ilk sopayı İlkokul öğretmenimiz  Asım Dede’den yedim.   Veli çok yakın sınıf arkadaşımdı. Onunla sık sık şakalaşıyorduk.İnşaat çimento torbası kağıdı ile kaplı kitabımın kapağına şaka olsun diye dedesini hicveden bir şiir yazmıştım.Veli’nin yanında arkadaşlara okudum. Veli şakaya katlandı.Kendince bana şakalar yaptı.Ama benim yaptığım şaka  ‘’patladı gitti’.Herkesin diline düştü.Kızkardeşi Hüsniye ve Halası Esma salya sümük ağ-lamaya başladılar.Asım Bey geldi.Ağlayanların ifadesi gereği çantam arandı ve suç unsuru bulundu.Asım öğretmenimde gülmemek için dudağını ısırıyordu.Suçumun cezası bir okkalı tokattı.Parmağı gözüme geldiği için gün boyu canım yandı ve göz yaşım devam etti.
                   Asım Beyi ben dahil köyde herkes sever.Bende onu halen çok seviyorum.O da beni çok severdi.Okulun en başarılı ve çalışkan öğrencilerindendim.Ama karşı tarafın beklentisi ve terbiye gereğiydi.İlk sopalı terbiyem yazdığım ilk şiirimden oldu anlayacağınız. İkinci sopalı terbiyem çok daha şiddetli olmuştu. 
                   Ortaokul 2. sınıftayım.Bir sırada üç kişi oturuyoruz.Sıra arkadaşım Rahim Akpınar, AliKaplan’dı.Sınıf mümesilimiz sonrada Yadigar ablamla evlenen Fikret idi. Günün son dersi matamatik.Öğretmeni ilkokuldan gelen Tanzot’lu Adem Özmen.Masasına otururken ağzında pırıldayan sarı altın dişlerini göstererek( her zaman olduğu gibi)çok yorgun olduğunu söylemişti.Daha sonrada kitabı açarak problem çözümüne geçmişti.Rast gele bir problem yazıldı yazı tahtasına.Nasıl olur,nasıl çözülür  tüm sınıf düşünmeye başladı.Bir türlü çözüm bulunamadı.Zannediyorum Adem Bey de çözememişti problemi. ‘’Bunu çözene  10 vereceğim dedi hocamız.Yine çözüm gelmedi.Sonunda ben  parmak kaldırarak çözüme talip oldum.Pek inandırıcı gelmedi hocamız içinki ‘’Çözemezsen  0   veririm,çözersen 10 alırsın ona göre’’dedi.Ben kendime güveniyordum.’’Evet hocam  kabul ediyorum’’ dedim ve tahtaya kalktım. Zorlanmadan çözdüm.’’İzah et nasıl çözdüğünü ‘’ dedi. İzah ettim.’’Tesadüf oldu,böyle bir soru ile  10 olmaz biliyorsan yine  yaparsın’’dedi. Yeniden o sordu ben çözdüm.Dersin sonuna kadar devam etti.İllada yapamayacağım bir problem arıyordu.Olmadı sorduklarının hepsini çözmüştüm.Paydos zili çaldı.Herkes heyecanla bana verilecek 10  notunu sabırsızlıkla bekliyor.Yine altın dişlerini göstererek‘’Fena değilsin.Şimdilik 7 vereyimde ‘’dedi  ama cümlesini tamamlıyamadı tüm sınıf ‘’Hocam hakettiği notu verin’’diye bağrıştı.’’SUSUN’’bağırması ile herkes sustu.Bende sınıftan aldığım cesaretle’’Hocam ikna olmadınızsa not vermeyin.Bir daha  deneyin.Ben  10 almak istiyorum.’’deyince daha çok kızdı.Ben susmak zorunda kaldım.
                     Adem Bey sınıftan çıktı.Herkes ayaklandı. Hapisten kaçar gibi herkes dışarı çıkmaya hazırlanırken mümesil Fikret yarın temizlik nöbet sıram olduğunu söyledi.Fikret karşı sıralardaydı.Yüzyüzeydik.Üfffüüüüt diye ıslık çaldım.Daha çok olmadı  ,ne zaman yeniden sıra geldi anlamına. 
                  ‘’Kim o terbiyesiz ıslık çalan ’’diye hocanın kızgın sesini duyunca ortalık buz kesti.Sinek uçsa sesi duyulur.Unuttuğu not defterini almak için sınıfa geri dönmüştü öğretmenimiz  Sınıfta bırakırım,okuldan atarım bilipte demiyeni falan,filan korkutmalar fayda etmedi.Suçumu(!)kabullenecek cesaretide gösterememiştim doğrusu.Sorgulama ön sırada kızlardan başladı’’Islığı sen miçaldın?El cevap hayır.Çalanı gördün mü? Cevap hayır.Sorgulama  tehditlerle aynı minval devam etti.Fikret ve yanında oturanların hepsi suçlu(!) nun ben olduğunu biliyorlardı.Oralardan ihbarcı çıkmadı.Sıra bizim masaya geldi.Artık rahatlamıştımda.Can arkadaşlarımın söylemesi  ihtimalini düşünmüyordum.Rahim’e soruldu .İki hayır cevabını verdi.Bana soruldu iki hayır cevabı .Yanımda ki arkadaşıma daha sorulmadan ‘’Islığı çalan bu arkadaştı’’demesi ile feleğim şaştı.Kalbim duracak gibi korkudan.Boğazım kurumuş söylemeye bile takatim yok. Zor hal özür diledim. Kendisine saygısızlık düşünmediğimi mümesille olan  gerçek durumu anlattım.İkna olmadı tabii. Müdür odasına götürdü beni. Okul Müdürü Mehmet Budak biraz beklemenin ardından elinde sağlam bir sopa ile odaya geldi.Adem Bey’’Bu terbiyesiz arkamdan ıslık çaldı.’’şikayetinde bulundu.Bana dönen müdür niye yaptığımı sordu ama cevabını beklemeden’’  aç elini çocuğum ‘’.Açtım.Her elime ikişer sopa.Ellerimin ortasında simsiyah iki çizgi oluştu.Ellerimin acısı beynime vurmuştu.Daireden çıktım .Ellerimi koyacak yer bulamıyordum.Ağzıma soktum olmadı,koltuklarıma soktum yine olmadı.Koşa-rak Ankliya’nın yolunu tuttum.Görenler arkamdan koşturuyorlardı ne olduğunu anlamak için. Bir daha terbiye olmuştum.Benim bütün kızgınlığım  beni ele veren Ali’ye idi.      Ortaokul bitti. Öğretmen olmak için Öğretmen okuluna başladım.                     Okul,öğretmenler kutsal benim için.Başarılı olmadan başka bir seçeneğim yok,birçok Arkadaşlarım gibi. 
                      19 Mayıs spor ve gençlik bayramına hazırlanıyoruz.Spor salonunda 8 yada 10 katlı canlı  piramit yapmayı prova yapıyoruz.Beni en alt sıraya koydu  beden eğitimi öğretmenimiz Mehmet Yapar.Pramit yükseldikçe omuzlarıma binen yükü taşıyamaz olmuştum.Eğitilmesi gerektiğ halde eziliyordu bedenim.Dayanamadık  ezildik alttakiler.Öğretmenimiz çok öfkelendi. Niye ezilmiştik diyeAdam başı ikişer okkalı tokat yedik ki yıldızları sayacak hal bile kalmamıştı.Bir sefer daha terbiye  olmuştuk.Eh gerekiyorduda (!)(?).Birkaç ay sonra öğretmen olarak yurdun her köşesine dağılıp yeni yeyetişen çocukları biz terbiye edecektik.İlk  öğretmenliğe Silifke’de başladım.Yaz tatili gelirken kısa devre askerliğimi yapmak içinSıvas  temel tepe askeri kışlasına gittim.Çok heyecanlı ve gururluydumda.Sıra bana gelmişti.Vatani görevimi yapacaktım. İç çamaşır dahil hep yen giyecekler ve  yeni botlar verdiler.Hamama gidip iyi bir te-mizlendikten sonra değişecektik üstümüzü..Bir taraftan girip öte taraftan ıslanmadan çıktık,hamamlanmış gibi.Artık askerdik.Göğsümü şişirip öyle geziyordum.Herkes büfelerden anhtar alıyordu. Potinler çalınıyormuş.Bende bir kilit aldım  akşam potinliğe koyarken bağ deliklerine taktım kilidi.Anahtarını sıkıca sakladım.Yatakhanenin önünde potinlik vardı. Başında da nöbetçi bekliyordu. 
                   Sabah  ‘’BÖLÜK  KALK’’komutu ile yerimden sıçradım.Çabucak üstümü yarıca giyerken potinliğe koştum.Eyvah!!.Potinlerim yok.Ara tara yok....yoook.Herkes iştimada,ben potin arıyorum.çavuş hışımla geldi’’Sen hala burda mısın?’’Bir botlarına sahip olamadın.Belinden kasaturayı çekti.‘’Aç elini’’ ....Herkesin tahmin edeceği gibi terbiye edildim vatan millet uğruna.
                           Daha sonra öğrendimki botlarımı çaldıran ,beni döven çavuştu.Yakın tanıdığı birininbotları eskimişti.Gece bizim potinliğe gelmişler.Nöbetçiye mataralarını vererek suya göndermişler. Ogelinceye kadar da benim botlarımı çalmışlardı.Kendi hırsızlıklarının cezasını ise bana ödetmişlerdi  
                         Ülkelerde de çoğu kere  böyle olmaz mı?....Birilerinin hırsızlığını  yada beceriksizliğiniörtmek için en alttakilerden birkaç günah keçisi bulup  sıyırmak.Ağır baskılarla insanları sindirmek.                            12 eylülde yapılanları düşündüğmüzde ne kadar insan telef oldu terbiye olurken.  Tekel işçileri az terbiye edilmedi bu memlekette.Ya  evvelki sene  işçi bayramını kut-lamak istiyen işçilerin terbiye edilmeleri................. 
                             Bugüne gelirsek hakim iktidarı eleştiren hep eşkıya ,terorist İktidara taraf olmayanPatronlar var onlarda bertaraf edilecekler teroristler terbiye edilirken. Ülkemizi yönetenler hep krallığa özeniyorlar.Kral gibi yönetiyorlar.Halkımız kurtu-luşu kendi gücünün dışında ,yanlış yerde aramaktadır.
                                 Gerçek demokrasinin inşası ümmetçiliği aşmış,birey olmuş insanların  mücadelesi ile olacağı inancındayım.                                                                                     
Köksal Bayraktar-Fransa-Haziran 2011 


2056 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

     30/06/2011 16:03

Demokraiye inanan ve demokrasinininşası için kalemini esirgemeyen tüm yazar çizerlerin kalemlerine yüreklerine sağlık. Ayırdığın zamana, yüreğine kalemine sağlık
YAŞANUR BAYRAKTAR

     18/06/2011 13:39

Bu yazının önemi tarihsel ve toplumsal bir gerçekliğe değinmesi eğitim tarhini irdelemesidir. Yani içinde olan ama söylenmemiş gibi görünen içeriği Ülkedeki eğitim sisteminin yarattığı egemen kıldığı zihniyet ikliminin bir topluma nelere mal olduğuna vurgu yapmasıdır. *Talim Ve Terbiye Kurulu* bir askeri terimdir. Askerlik ise baskıya dayalı bir disiplinle özdeş yapılanmadır. Ama ülkemizin seksen yıllık eğitim ve öğretim sıtratejileri ve programları *Talim ve Terbiye Kurulu* tarafından hazırlanmış ve uygulanmştır. *Hocanın vurduğu yerden gül biter.* *Eti senin kemiği benim* zırvaları da bu kurumun ve zihniyetin ürünleridir. Hopa’nın K.Maraşın, Çorumun, Madımağın, 12 Eylülün nedenlerini çok büyük bir fotoğraf üzerinden değerlendirmek bir bilinç işidir. * küçük * resmin büyük fotograf içerisindeki yerini görebilmektir. Bu olaylar ve AKP bir sonuçtur. Önemli olan bu sonucu hazırlayan nedenleri, etkenleri görebilmek ve onlardan ders çıkarabilmektir.
Necat BAYRAKTAR

     16/06/2011 23:21

Köksal bunu yapmış bu yazı ile. * 5N 1K * O nu çok yakın tanırım. Iyi okuyan, okuduğunu ve olayları iyi anlayan, anladığını başkalarına iyi anlatabilen bir Karsniyalıdır. Bu özellik onun genlerinde de var. Gözlerinden öperim Emoğlu.
Necat BAYRAKTAR

     13/06/2011 18:46

Önce diline.kalemine,düşüncelerine sağlık. Terbiye edilmeyi Öyle bir öğrendik ki etimiz devletin kemiğimiz babamızndı. Şimdide her şey hükümetin. ya seversin ,ya seversin.selmlar abiciğim.
ayhan bayraktar

Yazarın diğer yazıları

Derelerin Kardeşliği - 20/02/2017
Bütün dünyada nasıl halkların kardeşliği gerçekse, derelerin kardeşliği de o kadar gerçektir.
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım, O ve Ben -2- - 11/01/2017
İlkokulu bitirdik.Diplomalarımızı aldık.6yıllık Susuz ilköğretmen okulu imtihanlarına yazıldık.Birgün önceden Unushev'de kızkardeşlerinde misafir olduk.Adakkale'de bir okulda imtihana girdik.Rifat Zeki ve ben beraber aynı yerde imtihana girdi
Arkadaşım,Dostum,Yoldaşım O ve BEN - 14/12/2016
Onunla en eski anım yukarki yaylada olmuştu.Yaylamız yoktu.Mallarımızı Anneannem Zahide nenem sağıyordu..Yazın köy çok sıcak diye anam Nuro dayımla yaylaya gönderdi.Atla dayımın kucağında yaylaya vardığımda koşarak beni karşıladı.
KÖLELİK VE İSLAM - 21/01/2016
Okul yaşamı boyunca din dersleri okudu bizim kuşağımız.Genellikle esirgeyen,bağışlayan,sevgi dolu din-i islam içerikli konular öğrendik.
MENEMEN NE MENEM - 26/12/2015
930 yılı 23 aralık tarihinde 24 yaşındaki genç asteğmen KUBİLAY MENEMEN de
AYYAŞ!! - 11/12/2015
'Ayyaş' bir sigara yaktı, bir kadeh rakı koydu, hava sıcak, çarptı tabii.. Kalktı Muş ve Van’ı Ruslardan temizledi. Bir kadeh daha vapurda sanıyor kendini hoopp Samsun’a gitti kafa. Amasya’da Erzurum’da Sivas’ta kongreler.
KÖYÜME HASRET - 03/11/2015
Gel gör ,köyümün çok hoştur yazı . Pancarcı giderdi gelini ,kızı Şimdi yüreklerde kalmıştır sızı Kaldı bizim yaylalar Kutlu köyüne.
YAŞAMA BAKIŞ - 21/03/2015
Aştım koskoca daağları Geçtim ovaları
İSLAMOFOBİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ-1- - 04/02/2015
Charli Ebdo baskını ile Medeniyetler çatışması ve İSLAMOFOBİ yeniden ısıtılarak toplumun önüne servis edildi.Temcit pilavı gibi ısıt ısıt ye.Tabii yersen.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam47
Toplam Ziyaret354244
Saat
Hava Durumu
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028