Sıcak tartışma konumuzun köyümüze yapılması planlanan büstler olduğunu birçoğumuz biliyoruz. Konu hakkında yazılanlardan çokça faydalandım. Köylülerimizin bu konuda da  fikirlerini açıklamalarını değerli buluyorum. Ben de bir şeyler karalayayım istedim.       

        Medarıiftiharımız merhum  İbrahim Kızılkaya’nın   büstünün yapılacak  olması başta varisleri olmak üzere hepimiz için gurur verici olacaktır. Bir çoğunuz gibi çevre düzenlemesi de yapılarak evinin bahçesine konulmasını doğru buluyorum. Bilindiği gibi evi zaten köy meydanına sınırdır ve böylelikle meydanın bir köşesine yapılmış  gibi olacaktır. Zaten küçük olan ve birçok yerleşim yerinin  olmazsa olmazı meydanı  da küçültmemiş oluruz. Çelti dediğimiz camimizin bahçesine veya sınırına konulması da gerçekçi durmuyor. Çünkü cami köylünün olsa da girişinde yazdığı gibi  Ardanuç Müftülüğü’nün tasarrufu  altıdadır. Dolayısıyla izinsiz yapılamaz. Tahmin edeceğiniz gibi  müftülük buna  onay vermez.

           İster yanında olsun  ister ayrı olsun Atatürk büstü ve bayrağımızın konulmasını da doğru bulmuyorum. Lütfen,  hemen ben Atatürk veya bayrak düşmanı ilan etmeyiniz. Kısaca 27 yıllık ADD üyesi olduğumu ve haftada iki kez törenle bayrağımıza saygı gösterdiğimi ifade edeyim. Atatürk büstünü veya bayrağımızı dikmeden daha önemlisi  onları sürekli korumak da büyük sorumluluk ister. Saygınlıklarını korumak için temiz ve yıpranmamış bir şekilde saklamalıyız. Gazimizin büstünü bilmem ama Atatürk’ün büstünün ilgili evin bahçesine dikilmesi konusunda torunlarının da aynı görüşte olmadıklarını biliyorum.  Köylülerimizin Atatürk’e ve bayrağımıza daha fazla saygı göstermeleri için bunu yapıyorsak  farklı yöntemler bulmalıyız. Öncelikle kafalardaki önyargıları  ve dini değerleri değil de milli değerlerimizi daha da önemsememiz gerektiğini dile getirmekten başlayabiliriz. Atatürk’ümüze ve milli değerlerimize  saygı göstermeyenleri   onları yok  sayarak veya karşımıza alarak  yapamayız.

        Son olarak, birçoğumuzun  yanlış bildiği bir durumu açıklığa kavuşturalım. Merhum İbrahim Kızılkaya’nın  torunu Sevim Kızılkaya Çelik’in uyarısı ile düzeltelim.  Mustafa Kemal Paşa savaş meydanında İbrahim Kızılkaya’dan  borç para almamıştır. Gazimizin savaşta gösterdiği bir kahramanlıktan dolayı O’nu ödüllendirmek istemiştir. Kahramanımızı yanına çağırarak kendisini tebrik eder bundan dolayı eline bir kağıt verir. Savaş bitince yanına gelmesini zamanın parası 7,5 lira vereceğini ifade eder.

            Her şekilde bize hayırlısı olsun demek düşüyor. Çalışmanın  merkezindeki isim Salim Usta ise başka bir yazının konusu olacaktır.